TADAO’NUN SOĞUK BETONDAKİ GÖLGELERİ

TADAO ANDO

1941 Osaka’da ailesindeki ikizlerden biri olarak dünyaya geldi. Bazı ailevi sebeplerden dolayı ikizinden ayrılarak babaannesinin yanınında büyüyor. Küçükken bir süre marangozluk yapan Ando kısa sürede para kazanabilmek için boksörlüğe yöneliyor. Ancak bu dönemde mimariye duyduğu ilgiyi fark edip boksörlüğü bırakıyor ve geceleri çizim dersleri almaya başlıyor.

Ando iç mimarlık sınıflarının gece derslerine katılıp kendini yetiştiriyor. Fakat resmi bir eğitim almadığı için ALAYLI MİMAR olarak anılmaya başlıyor. Kendini geliştirirken Le Corbusier’in Notre Dame du Haut Kilisesine büyük ilgi duyan Ando beton ve ışık arasındaki ahenkten fazlasıyla etkileniyor ve kendini o alana yöneltiyor.

Japonya’ya döndüğünde ise kendi ofisi Tadao Ando Architects and Associates’i açıyor. Tasarımlarına yeni bir bakış açısıyla yaklaşarak Geleneksel Japon tasarımı ve modern Batı tasarımını buluşturmasıyla ün kazanıyor. 1990’lı yıllarda Carlsberg Prize, Pritzker Architecture Prize, Premium Imperiale Award ve Royal Institute of British Architects Gold Medal gibi prestijli ödüllerin sahibi oluyor. Alanında uzman olarak görülen Tadao Ando, Japonya’da ve uluslararası çapta 150’den fazla inşaat projesine imza atıyor.

ZEN ETKİSİ

Japonya’daki spiritüel etki Ando’nun da eserlerinde iz taşımaktadır. Sadeliğin mükemmeliyetini hissettirebilmek için hiçliğe ve boşluğa dokunulması gerektiğini düşünüyor. Dış görünüşten çok, içsel duygulara önem veren Zen inanışının etkileri, tüm işlerinde dış mekanların sadeliği ve iç mekanlardaki deneyim zenginliği ile hissediliyor. Basit ve sıradan formlarla harikalar üretmeyi başaran Ando’nun eserlerinde soğuk beton hakimiyetini sürdürüyor.

BETON VE IŞIĞIN DANSI

“Kalın beton duvarlarla kapatılmış iç mekanlar yaratıyorum. Buradaki amacım, topluluğun içindeki insana sadece kendisine özel bir alan yaratmak. Tüm çevre faktörlerinden arınmış bu iç mekan ise, kendi kendine yetecek zenginliklere ihtiyaç duyar.”

Sade soğuk beton duvarlar, ışığın boşluklardaki hüzmeleri, basit ama vurucu geometrik formlar katların ve odaların birbiriyle ilişkisi tasarımlarında inanılmaz vurucu etkilere sebep oluyor. Kullanıcı her an farklı ilişkilerin bütünlüğüyle kendini tasarımın içinde kaybolmuş halde buluyor ve mekanla kendini tamamlıyor aynı doğada yaşam gibi..

BUDA TEPESİ,HOKKAİDO 2015

BUDA TEPESİ,HOKKAİDO 2015 GARZA SADA MİMARLIK VE TASARIM

FAKÜLTESİ BİNASI,MEKSİKA

Tadao Ando doğa ile betonun birleşerek oluşturacağı senfoniyi başarılı bir şekilde yapılarına yansıtıp bunu imzası haline getiriyor.

“Işık, bütün işlerimi kontrol eden bir faktör.”

Hatta Ando’nun brüt betonu yaladığı söyleniyor. Bunun birçok nedeni olduğu rivayet ediliyor. Bir tanesi iç harcın içindeki malzemenin homojen dağılımı ve prizlenmesi esnasında ortaya çıkan belirgin tat, betonun dayanımını ve kalitesini gösteriyor.

TASARIMLARI

1973 yılında ilk yapısı olan Tokmishima Evi’ni inşa ediyor. Bu tasarımı, en ünlüsü Azuma Evi onun tanınmasına büyük etki sağlıyor. . Azuma Evi projesinde, farklı bi dokunuş yaparak geleneksel ahşap evlerle çevirili bir alanda brütal bir binayı çekinmeden tasarlayıp, inşa ediyor. Bu proje ile 1979 yılında Japonya Mimarlık Enstitüsü Ödülü’nü kazanıyor.

Tadao Ando’nun calışmalarında şunu fark ederiz ki doğal ışığın yaratıcı kullanımı ve topografya ile kucaklaşması binanın inşa edilen alanına uyarak manzarayı bozmak yerine manzaraya kendini adapte ettiğini görebiliriz. Binaların iç mekanı genellikle üç boyutlu karmaşık yollarla birbirini tamamlar. İç ve dış mekanlar arasında dokuma yapan bu yollar aynı zamanda boşluktaki ışık dengesini içine çeker.

He art müzesi bir kontrast duygusu hissettirebilmek için geometrik tasarım öğelerini içeren mekansal birleşim fikrini takip ediyor. Dairesel formdaki kaygan beton ve geniş sergi salonlarıyla yapılan dünyanın ilk ve tek çift sarmal merdiveni tasarlanıyor. Tadao Ando HEM tasarımında ‘’ dinamik geometri’’ fikrine meydan okuyor. Farklı çaplardaki daireleri dışa doğru genişleterek bir gerginlik duygusu amaçlıyor. Tabi ki her tasarımda gördüğümüz gibi ışığı içeriye taşırken onunla dans etmeyi ihmal etmiyor.

PRİTZKER ÖDÜLÜ

Sadelikten, boşluktan,ışıktan ve betondan aldığı fikirlerle kesinlikle dünya mimarları arasında yer alan Tadao Ando 1995 yılında Pritzker Ödülü’nü kazanıyor ve 100.000 dolar para ödülünü 1995 Kobe Depremi’nde ailesini kaybeden çocuklara bağışlıyor. Tasarımları bazı kuramcılara göre Modern Mimarlık’ın yeni bir yorumu, bazılarına göre ise yalnızca birer Modernizm eklektisizmidir.

Hazırlayan: Mimarhane Öğrencisi Hatice İrem DEVECİOĞLU

KAYNAKÇA

https://architizer.com/projects/he-art-museum

https://mimarowiki/tadaobot.com/forum/-ando

https://www.gzt.com/arkitekt/siradisi-hikayesiyle-isigin-ve-sadeligin-mimari-tadao-ando-3562368

https://tr.wikipedia.org/wiki/Tadao_And%C5%8D